27 Aralık 2013 Cuma

Himalaya Tuz Lambası Faydaları


Tuz lambası (iyon lambası) farklı 1 söylemle Himalaya tuzu lambası, bulunulan ortamlardaki, solunan havanın kalitesini artırmak amacı ile tasarlanmış, hane eşyası olmaktan fazla, sıhhat amacıyla 1 ihtiyaçtır. Kaliteli 1 ortamda olması gerekli olan negatif ( - ) iyon dozajı en az cm3’de 1000’dir. Halbuki kapalı ile bir kaç da kişinin bulunduğu 1 mekanda bu sayı, cm3’de iki yüz, hatta toplu taşıma araçları ile kafeler benzeri toplumsal bölgelerde yüz ile altına inmektedir. Bu da havadaki pozitif (+) iyonların çoğaldığını gösterir.

Oysa sağlığımızı korumak amacı ile soluduğumuz havada, negatif hemde pozitif iyonlar dengede olmalıdır. Günümüz şartlarında eletromanyetik etkenler (cep telefonu, televizyon, bilgisayar gibi), sigara, polenler, hane tozları, hayvan tüyleri ile her türlü mikrop içeren toz zerrecikleri artı (+) iyon üretir.
Yani havada, kirlilik nedeniyle elektronlarını kaybetmiş moleküllerin artması durumu bulunmaktadır. Kişi da artı iyonları soluk alıp - verirken akciğerlerine çekmek zorunda kalır. İmmün sisteminin çökmesiyle başlayan sıkıntılar, sinir, hazım, deri, dolaşım ile hareket sistemine dek yayılır. İşte elde edilen bütün bu kötü yönde tablonun önüne geçmek üzere, Himalaya tuzu lambası müdafaa edici olarak görev alır. Oluşumundaki mucizeleri ile bünyesinde bozulmadan koruduğu 84 farklı elementiyle Himalaya kristal tuzu, hücreden geçebilen biricik madde oluşu yardımıyla, madde ile enerji arasındaki alışverişi sağlar.

Himalaya tuz lambaları, havadaki eksi ( - ) iyon sayısını en az % 300 çoğaltarak, asılı kalan bakteri ile bakterileri azaltır. Böylelikle solumak zorunda kalınan havanın, hasebiyle da sağlığın kalitesi artar.

Himalaya tuz lambası, içerisinde yanan ampulle ısınarak, doğal ortamda güneşin, denizlerin, yağmurların, rüzgarların ile çağlayanların da üretmiş olabildiği eksi iyonları üretir ile artı iyonları da içine hapseder. Böylelikle eksi iyonları artış gösteren havanın kişinin yaşantısına pozitif geridönüşleri de artar.


Himalaya Tuzu Lambası Yararları Halsizlik, stres, migren, dikkat azlığı, heyecan, uykusuzluk ile mutsuzluk benzeri ruhsal ile somatik kaynaklı sorunlarda, Nefes darlığı, astım, bronşit, grip ile boğaz enfeksiyonu benzeri solunum yolları sıkıntılarında, Alerjik kaynaklı her türlü Ten ile uzuv rahatsızlıklarında, Kan basıncı ile dolaşım sistemiyle alakalı sıkıntılarda yarar sağladığı ispatlanmıştır.

24 Aralık 2013 Salı

Himalaya Tuz ile Zayıflama


himalaya tuz ile zayıflama

Sürekli olarak kullanacağınız Tuzlu Su kürü (Sole) ile kısa sürede vücudunuzdaki çok kilolar ile ödemden kurtulursunuz. Yapacağınız tek şey sitemizden tarifini bulduğunuz sole’yi hazırlayarak düzenli tuzlu su kürü yapmaktır.
Hayatınızdan rafine tuzları çıkartıp günlük tuz ihtiyaçlarınızı himalaya tuzu ile karşılamanız ile Himalaya banyo tuzu ile haftada 2 defa düzenli olarak yapacağınız banyo sonucunda vereceğiniz kilolarla beraber vücudunuzun sıkılaştığını gözlemleyeceksiniz Yemeklerden yarım saat önce içilen bir bardak tuzlu su ve hemen üstüne alınan bir bardak normal içme suyu ; hızla kana karışıp hücrelere ulaşacağından, bedenin açlığa mı susuzluğa mı gereksinimi olduğunu beyin fark edecektir.
Tuzlu suyla alınan mineraller mide hücrelerinde protein ile enerjiye dönüşeceğinden ötürü, uzun yemek yeme olayı ortadan kalkacaktır. Su ile tuz bileşimi vücutta biriken çok yağlara hızla yönelerek bu yağların yavaş, yavaş çözülüp vücuttan atılmalarını sağlar.

Bu uygulamaya her gün kesintisiz devam edildiği sürece 2 - 3 ay benzeri kısaca 1 sürede, hem yemek yeme dengesi sağlanacak, hem de çok kilolardan kurtulmuş olunacaktır. Bunun amacıyla sürekli tuzlu su tüketimi yeterlidir

10 Aralık 2013 Salı

Hava İyileştirici Tuz Terapisi

hava iyileştirici tuz terapisi

Tuz terapisi , başta solunum sorunu yaşayan ile stresle mücadelede zorlanan insanların iyileştirilmesinde yüzyıllardır etkili olan, tedavi etkisi şimdilerde daha çok anlaşılan, bir “doğal tedavi” şeklidir. Halotherapy ismiyle de bilindik, rafine edilmemiş, yani kimyasal işlemlerden geçmemiş doğal tuzların, antibakteriyel etkilerinden faydalanmak üzere tasarlanan bu iyileşme şekli, yer yüzünün pek fazla merkezindeki tuz mağaralarında veya başta Himalaya tuzu ile kaplanmış tuz odalarında uygulanmaktadır. Terapideki maksat, mikroskopla görülebilecek büyüklükte tuz kristallerindeki negatif iyonların, havadaki nemle beraber, akciğerler sayesinde kişinin bedenine aktarılmasıdır. Bunun için de, tuzla kaplı ortamda nefes egzersizleri yaparak, 20 - 30 dakika denli vakit geçirmek yeterli olmaktadır.
Tuz terapisi yeryüzünde ilk kez, 19. y. y’ın ortalarında Polonya’da, bölge doktorlarının tuz mağaralarındaki işçileri incelemesiyle hazırladıkları raporlar sonucunda uygulanmaya başlanmıştır. Günümüzde birçok ülkede, yaygın kabul görür bir iyileşme şekli olmasının yanı sıra, Nahçivan gibi ülkelerdeki tuz mağaraları, solunum yolları rahatsızlıkları için Devlet Hastanesi olarak etkinlik gösterebilmektedir.

 Tuz terapisinin yararları
Burun tıkanıklığı, astım, bronşit, nefes darlığı, KOAH, sinüzit, grip ve sigaranın zararları gibi her türlü akut ve süreğen solunum yolları rahatsızlıklarında, egzama ve sedef gibi deri problemlerinde, uykusuzluk, halsizlik ve stres gibi psikolojik sorunlarda, eklem ağrılarında rahatlama sağlar. Ancak kanser ile tüberküloz hastalarının, kan basıncı ve kalp problemleri bulunanların, ateşli bir rahatsızlık geçirmekte olanların bu terapiyi almaları sakıncalıdır.
Terapide etkili olan Himalaya tuzu, tabiatın – (eksi) iyonlarını ortama yayarak, + (artı) iyonları üstüne çeker. Yani madde (insan) ile tabiatın (güneşin) alışverişi sağlanır. Aslında tedavinin püf noktası da buradadır. Zira 250 milyon senede, deniz sularının, fazla güneşte kurumasıyla oluşan kristal tuz, bünyesindeki 84 elementi de korumayı başarmış ve hücre zarından geçebilecek incelikteki tek tuzdur. Diğer tuzlarda bu özellik asla bulunmaz.

Himalaya tuzu lambası, terapinin özelliklerinden yararlanma imkanı olmayanların veya günlük hayatta farklı problemlere yol açan havanın + (artı) iyonlarını pasifize ederek, direnç sistemini kuvvetlendirmek isteyenlerin ya da sakinleşip rahatlama gereksinimi duyanların yararlanabilecekleri bir imkandır.

9 Kasım 2013 Cumartesi

Himalaya Ve Sedef Hastalığı


Sedef rahatsızlığı (psoriasis), toplumda % iki oranında, özelliklede yirmi - kırk yaş arsı gençlerde daha fazla rastlanan süreğen 1 cilt hastalığıdır. Bulaşıcı bulunmamakla birlikte, kişinin toplumsal yaşamını ile hayat kalitesini negatif etkileyen sıkıntılı 1 hastalıktır.

Genetik hikayesinde yatkınlık bulunan kişilerde daha çok karşılaşılan sedef rahatsızlığı, stres, üzüntü, mikrobik enfeksiyonlar ile devamlı kullanılmakta olan ilaçlarla gelişen bağışıklık sistemi zafiyeti, fiziksel sarsıntılar, yaralanmalar ya da fazla güneş ışınlarına maruz kalma benzeri sebeplerle de tetiklenebilir. Eskiden yalnızca cildi etkileyen 1 hastalık olarak bilinmekte olan sedef rahatsızlığı bedende değişik hastalıklara da yol açabilmektedir.

Bazı Durumlarda eklemlerde romatizmal 1 tablo oluşturabilir ya da kroner kalp rahatsızlığı tehlikesini artırabilir. Sedef rahatsızlığı semptomları : Evvel tende sınırları bariz, ortası kepekli 1 kızarıklıkla başlar. Kepeklenme genişler böylece sedef renge sahip, devamlı dökülen ölü cilt halini alır. Klinik semptomlar çeşitlilik gösterir. Plaklar bazı durumlarda bütün bünyeyi kaplar, bazı durumlarda nokta, damla halinde ya da tırnaklarda oluşabilir.

En çok saçlı cilt, diz, dirsek, kuyruk sokumu ile sırtta yerleşir. Koltukaltı ile kasık benzeri kıvrımlı yerlerde meydana çıkarılan sedef, egzamayla da karışabilir. Sedef rahatsızlığı nasıl geçer : Normal cilt bir kaç haftada yenilenirken, bu rahatsızlıkta hücreler kendisini süratle bir kaç günde tazeler.
Müzmin 1 sorun bulunan sedef, hafiflese dahi şiddetlenerek tekrar meydana çıkar. Lokal durumlarda sedef sağlık problemini tedavi edilmesi amacı ile verilen kortizonlu merhemler ama geçici rahatlama sağlar. Işık (fototerapi) ya da deva tedavilerinin yan tesirleri de farklı 1 sıkıntıdır.
Tam Olarak rahatlama, Himalaya tuzu ile oluşturulan ve “sole” adı verilen çözelti ile sağlanabilir. Sedeften farklı, mayasıl, uçuk, iltihaplı lezyonlar, siğil ile akne benzeri pek çok cilt rahatsızlıkları amacıyla olağanüstü bulunan hemde 84 minerali bünyesinde hapsetmiş, kristal oluşumlu bu tuz, ince molekül yapısı yardımıyla hücreden içeri girebilen biricik maddedir.

Himalaya tuzu çözeltisi katılmış ılık banyo kürleri ( haftada iki gün - 20’ şer dakika) ya da uygulanacak pansumanla Ten yenilenir, nemlenir ile canlanır. Bu çözelti amacıyla ; Himalaya tuzu cam kavanoza konur, üzerini 1 parmak geçene kadar içme sıvısı ilave edilir ile eriyene kadar dört - beş süre beklenir. 1 çay kaşığı sole katılmış 1 bardak su içmek de kan basıncını dengeler.

21 Ekim 2013 Pazartesi

Rafina Sofra Tuzları Vucuda Nasıl Yük Olur

Rafine Sofra tuzları sayesinde Bedenimiz tuz yönünden eksik kalırken sodyum klorür yönünden fazlaca doyum yaşamaktadır. Yaklaşık tuz tüketimimiz günlük 0, yirmi gramın altına düşerse, tuz ihtiyacımız şiddetlenir. Amerika ' da günlük tuz tüketimi 11, üç gram ile 19, 8gram içerisindedir. Fakat bedenden atılan tuz yaşa, cinsiyete, bünye e göre beş gram ile 7 gram içerisindedir. Bedenimiz rafine sofra tuzunu hücre zehri, yapay madde olarak görür hemde kendisini korumak amacıyla onu imha etmeye çalışır.


Bu fazla yüklenme organlar üstünde çok salgıya yol açar. Böylelikle zaten tuzlu besinlere tuz attığımızda bünye ihtiyacından daha çok tuza haiz olur. Bu defa Bedenimiz çok tuzu atmayı dener. Su molekülleri sodyum klorürü sodyum ile klorür olarak ayrıştırmaya başlar. Bu süreçte hücrelerdeki sular alınır hemde bünye zarar görür. Bununla beraber su kaybeden bünye hücreleri ölür. Rafine Sofra Tuzu Tüketmek'in Neticeleri Geniş rafine sofra tuzlarını kullanmak fazla asidik ödeme, bünye dokusunda fazla sıvı oluşumuna ile selülite sebep olur. Hekimlerin tuzdan sakının demesinin sebebi budur. Her bedenden atılamayan 1 gram tuz uğruna bünye tuzu ayrıştırmak amacı ile 23 derece daha çok hücre sıvısı kullanmaktadır. Şayet sodyum klorür hala yüksekse, sofra tuzu tekrardan geri kristalleşir, parçalanamaz hemde imha edilemez. Bünye çok tuzu atmak amacıyla hayvansal proteinleri kullanabilmektedir.



Bu proteinleri çok tuzu atmak amacıyla kullanan bünye ürik asit üretir. Şayet bünye ürik asidi atamazsa, tekrar kristalleşen tuz parçacıkları kemiklerde ile eklemlerde depolanmaya başlar. Bu hal artrit, gut, böbrek ile safra kesesi taşı benzeri çeşitli romatizma çeşitlerine neden olur. Bu bir daha kristalleşme bünyeyi onarılamaz hasarlardan korumak uğruna 1 yara bandı görevi görür. Fakat Epey zamanda bu maddeler bünyeyi zehirler.

8 Ekim 2013 Salı

Kaliteli Himalaya Tuzu Nasıl Olur

Himalaya Kristal Tuzu hususunda Hem internet üstünde hemde bir takım televizyon kanallarında malumat eksikliğinden kaynaklanan yanlış bilgiler dolaşmaktadır. Himalaya tuzunun tarifi yapılırken söylenen tek ortak doğru ürünün sertifikalı ürün olması konusudur. Sertifikadan kastedilen himalaya tuzunun ithal izin belgesidir. Ancak ithal izin belgelerinde dikkat edilmesi gerekli olan ayrıntı ürünün hangi nedenle ithal edildiğidir.

Sanayi Tuzu ya da Besin sanayi tuzu olarak ithal edilen tuzlar kesinlikle sole ya da sofra tuzu olarak kullanılamaz. Türk Besin Kodeksi Tuz Tebliği bu konuda tüketiciyi korumaktadır. Himalayalardan getirilen her tuz besin olarak tüketime elverişli değildir. Himalaya kristal tuzunun farklı kaliteleri bulunmaktadır.

HALİT olarak isimlendirilen ile en kaliteli Himalaya Tuz olarak kabul edilen tuz cam benzeri seffaf ile saydam bulunan tuzdur, bunun alternatifi ak süt renginde bulunan tuzlardır. Himalaya tuz dağlarının madenlerinden değil, eteklerinden temin edilen ile toprak karışımı bulunan turuncu, pembe, kırmızımsı tuzlar içeriğinde demir elementi fazlası olması sayesinde besin olarak tüketilmesi elverişli değildir. Himalaya Tuzu ile alakalı güvenilir firmalarda turuncu ile pembe tuzlar yalnızca banyo tuzu olarak satılmaktadır.

Bu çeşit renge sahip tuzların deri hastalıklarında tedavi edici tesiri olabildiği gerçektir ama gıdada tüketilmesi (sole olarak ile sofra tuzu olarak) sakıncalıdır. Himalaya Tuzunu Türkiye ile tanıştıran “Yaşamın Gizemi Su ile Tuz” kitabının yazarı Sayın Yücel Aydemir Bu konuda “Turuncu Himalaya tuz yemek maksadı ile değildir.Biz bu tuzu banyo yapmak amacı ile kulanın, lamba yapmak amacı ile kullanın ama yemek amacıyla yalnızca zora düştüğünüz vakit, Halit Himalaya Tuzu bulamadığınız vakit yiyebilirsiniz diyoruz.

Bizim kitabımızda söylediğimiz sıhhat sorunlarınızı çözebilmek amacı ile yalnızca Halit Himalaya tuzu yemeniz gerekmektedir. Pembe Himalaya tuzu aynı sürede yasal 1 tuz değildir. Çünki Tuz tebliğine göre Tuz ak bulunmak zorundadır. Yasal olmayan yollarla satışı yapılan bu tuz aynı sürede sıhhatli değildir. . ” uyarısında vardır

30 Eylül 2013 Pazartesi

Sofra Tuzu Sağlığımıza Zararlı Mı ?




Raifne diğer bir adıyla sofra tuzu sağlığımıza zararlımı sorusu bilhassa son zamanlarda daha çok sorulmaya başlanmıştır.Bu yazımızda sofra tuzu zararlımıdır sorusuna cevap vereceğiz.

Rafine Sofra tuzlarından ötürü Bedenimiz tuz yönünden eksik kalırken sodyum klorür yönünden fazlaca doyum yaşamaktadır. Yaklaşık tuz tüketimimiz günlük 0, yirmi gramın altına düşerse, tuz ihtiyacımız şiddetlenir. Amerika ' da günlük tuz tüketimi 11, 3 gram ile 19, 8gram içerisindedir. Fakat bedenden atılan tuz yaşa, cinsiyete, bünye e göre beş gram ile 7 gram içerisindedir. Bedenimiz rafine sofra tuzunu hücre zehri, yapay madde olarak görür ile kendisini korumak amacıyla onu imha etmeye çalışır. Bu fazla yüklenme organlar üstünde Aşırı salgıya yol açar. Böylelikle zaten tuzlu besinlere tuz attığımızda bünye ihtiyacından daha çok tuza haiz olur.

Bu defa Bedenimiz Aşırı tuzu atmayı dener. Su molekülleri sodyum klorürü sodyum ile klorür olarak ayrıştırmaya başlar. Bu süreçte hücrelerdeki sular alınır ve bünye zarar görür. Bununla beraber su kaybeden bünye hücreleri ölür.

Rafine Sofra Tuzu Tüketmenin Neticeleri Geniş rafine sofra tuzlarını kullanmak fazla asidik ödeme, bünye dokusunda fazla sıvı oluşumuna ile selülite sebep olur. Hekimlerin tuzdan sakının demesinin sebebi budur. Her bedenden atılamayan 1 gram tuz uğruna bünye tuzu ayrıştırmak amacı ile 23 derece daha çok hücre sıvısı kullanmaktadır. Şayet sodyum klorür hala yüksekse, sofra tuzu tekrardan geri kristalleşir, parçalanamaz ile imha edilemez. Bünye Aşırı tuzu atmak amacı ile hayvansal proteinleri kullanabilmektedir.

 Bu proteinleri Aşırı tuzu atmak amacı ile kullanan Beden ürik asit üretir. Şayet bünye ürik asidi atamazsa, tekrar kristalleşen tuz parçacıkları kemiklerde ile eklemlerde depolanmaya başlar. Bu hal artrit, gut, böbrek ile safra kesesi taşı benzeri çeşitli romatizma çeşitlerine neden olur. Bu bir daha kristalleşme bünyeyi onarılamaz hasarlardan korumak amacı ile 1 yara bandı görevi görür. Fakat Epey zamanda bu maddeler bünyeyi zehirler.

24 Eylül 2013 Salı

Siğillerin Tedavisi İçin Himalaya Tuzu



Deri rahatsızlıkları içinde siğil genel olarak tende bene yakın görüntüsüyle meydana gelen bir hastalıktır. Sıklıkla parmaklarda ile elde çıkar. Siğiller kalın bene benzerler. Ak, pembe ya da kara renge sahip çıkarlarken tırnak ile parmak etrafında meydana gelirler. Siğil herhangi bir nedenden ötürü koptuğunda ya da kesildiğinde kanama oluşur. Kimi durumlarda ellerden çeşitli olarak bedende değişik yerlerde oluşabilir.

Cinsel yerde, 100de ile bayanlarda rahim yolunda oluşabilirken siğillere HPV adlı yani human papilloma virüsü sebep haline gelmektedir. Siğiller bulaşıcıdır. Siğillerin iyileştirilmesinde günümüzde değişik metotlar uygulanırken himalaya tuzu uygulamaları iyileşme edici etkisi bulunmaktadır. Himalaya tuzu enerji içerir. Tuz kristalleri mineraller bakımından zengindir. Tuzlu su kürleri günümüzde grip, göz rahatsızlıkları ile Ten rahatsızlıklarında sıklıkla etkili olan muvaffakiyetli uygulamalardır.

 Mineralli tuz bedende hücreler içinde iletişimin sağlanmasına destek olur. Siğillerin fazla uzun cinsi bulunurken virüsler sebebiyle meydana gelirler. Bulaşıcı olduklarından genellikle dokunma ile temas yoluyla Ciltte meydana gelen açık yaralardan virüsler bünyeye girerler. Böylelikle deriye yerleşerek çoğalırlar. Siğiller göğüste ile boyunda düz bir biçimde ile kahverenginde oluşur.  İyileşme edilmediği durumda ise çoğalıp bedenin farklı kesimlerinde çıkarlar. Genel Olarak dikkate alınmayan kahverengi ile sarı siğiller tehlike arz eden olabilir. Siğiller ellerde ya da ayaklarda kabarıkçık olarak çıkarlar. 

Kişiler görüntü olarak rahatsız edici bulunan bu siğillerden kurtulmak amacı ile kısa zamanda tedaviye yönelirler. Siğilleri koparmak ile bitirmek çoğalmasına sebep olur.
Bu sebeple bu işlemlerden kaçınılmalıdır. Himalaya tuzu siğiller üstünde fazla etkin rol oynar. Himalaya tuzu kürleriyle siğillerden daimi olarak kurtulmak muhtemeldir. Tuzlu su solisyonlarıyla siğiller yıkanarak tedaviye başlanır. El ile ayaklarda olan siğiller amacıyla ilk olarak bir litre suya 100 gr tuz eklenmelidir. Su sıcaklığı 37 mertebe olmalı ile siğilli el ya da ayak bu suda yirmi dakika bekletilmelidir. Bu uygulama akşamları yapılır.

Bedenin farklı yerlerindeki siğiller için 1 litre suya 250 gram tuz eklenerek temiz bir bez yardımıyla tuzun siğilli bölgeyle teması sağlanır. Bu uygulama sabah ile akşam bulunmak üzere günde 2 kez yapılmalıdır. Bu uygulamaya en az bir hafta devam edildiği durumda siğiller kurur ile dökülürler. Ayrı Olarak bir haftaya ilave olarak bir kaç gün devam edilerek virüslerin imha edilmesi sağlanır.a