21 Ekim 2013 Pazartesi

Rafina Sofra Tuzları Vucuda Nasıl Yük Olur

Rafine Sofra tuzları sayesinde Bedenimiz tuz yönünden eksik kalırken sodyum klorür yönünden fazlaca doyum yaşamaktadır. Yaklaşık tuz tüketimimiz günlük 0, yirmi gramın altına düşerse, tuz ihtiyacımız şiddetlenir. Amerika ' da günlük tuz tüketimi 11, üç gram ile 19, 8gram içerisindedir. Fakat bedenden atılan tuz yaşa, cinsiyete, bünye e göre beş gram ile 7 gram içerisindedir. Bedenimiz rafine sofra tuzunu hücre zehri, yapay madde olarak görür hemde kendisini korumak amacıyla onu imha etmeye çalışır.


Bu fazla yüklenme organlar üstünde çok salgıya yol açar. Böylelikle zaten tuzlu besinlere tuz attığımızda bünye ihtiyacından daha çok tuza haiz olur. Bu defa Bedenimiz çok tuzu atmayı dener. Su molekülleri sodyum klorürü sodyum ile klorür olarak ayrıştırmaya başlar. Bu süreçte hücrelerdeki sular alınır hemde bünye zarar görür. Bununla beraber su kaybeden bünye hücreleri ölür. Rafine Sofra Tuzu Tüketmek'in Neticeleri Geniş rafine sofra tuzlarını kullanmak fazla asidik ödeme, bünye dokusunda fazla sıvı oluşumuna ile selülite sebep olur. Hekimlerin tuzdan sakının demesinin sebebi budur. Her bedenden atılamayan 1 gram tuz uğruna bünye tuzu ayrıştırmak amacı ile 23 derece daha çok hücre sıvısı kullanmaktadır. Şayet sodyum klorür hala yüksekse, sofra tuzu tekrardan geri kristalleşir, parçalanamaz hemde imha edilemez. Bünye çok tuzu atmak amacıyla hayvansal proteinleri kullanabilmektedir.



Bu proteinleri çok tuzu atmak amacıyla kullanan bünye ürik asit üretir. Şayet bünye ürik asidi atamazsa, tekrar kristalleşen tuz parçacıkları kemiklerde ile eklemlerde depolanmaya başlar. Bu hal artrit, gut, böbrek ile safra kesesi taşı benzeri çeşitli romatizma çeşitlerine neden olur. Bu bir daha kristalleşme bünyeyi onarılamaz hasarlardan korumak uğruna 1 yara bandı görevi görür. Fakat Epey zamanda bu maddeler bünyeyi zehirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder